Dijital çağın kabusu: Siber Zorbalık

Günümüzde dijital cihazlar artık hayatımızın odak noktasında yer alıyor. Yoğun teknoloji kullanımında, iletişim şeklimizin artık fizikselden dijitale kayması; birçok avantajının yanı sıra bilinçsiz kullanım durumunda, bireysel ve toplumsal hayata yönelik tehditler de barındırmaktadır. Günlük hayatta karşılaştığımız zorbalık, artık sanala da taşınıyor. “Siber zorbalık” olarak adlandırılan bu durum, artan internet kullanımı ile birlikte; özellikle çocuklar ve gençler için dijital çağın en büyük tehlikelerinden biri.

Siber zorbalık, dijital cihazlar aracılığıyla yapılan zorbalık olarak adlandırılır. Bununla birlikte bu kavram, dijital mecralarda kişiyi; rahatsız etme, taciz etme, utandırma ve hedef gösterme olarak tanımlanıyor. Öznelliği sebebiyle siber zorbalık için tam bir tanım yapılamasa da, kişi üzerinde olumsuz etkileri kaçınılmazdır.

Siber zorbalığın bireydeki etkileri

Siber zorbalık, zorbalıkla benzer etkilere sahiptir. Araştırmalara göre; zorbalığa uğramış kişiler kendilerini incinmiş, korkmuş, mutsuz, çaresiz, öfkeli ve utanmış hissetmektedir. Siber zorbalık aynı zamanda; depresyon, düşük özgüven ve endişe gibi psikolojik sorunların oluşma ihtimalini de arttırıyor. Siber zorbalar, maruz kalanların tepkilerini göremedikleri için taciz veya alayları daha ileri bir seviyede gerçekleştirirler.  Yüz yüze zorbalıktan daha kırıcı olabilen siber zorbalığın sonuçları arasında, okula gitmemek, okulu bırakmayı düşünmek, yetişkinlerde de; günlük hayatı aksatmak, eve kapanmak gibi durumlar da söz konusu olabilmektedir.

Tehlikenin farkında değiliz

Çok sayıda davranış siber zorbalık olarak tanımlanmaktadır. Çoğu zorbalık aslında, gün içinde sosyal medya hesaplarımızda olağan gördüğümüz davranışları kapsar. Siber zorbalığın farkındalığı çok düşüktür. İNGEV’in siber zorbalık araştırmasına göre, siber zorbalık hakkında bilgisi olmayanları oranı %77 ile oldukça yüksek bir oran. Dijital cihaz sahipliğinin ve sosyal medya kullanımının düşük yaşlara indiği günümüzde, farkındalık oranının bir o kadar düşük olması siber zorbalığı oldukça tehlikeli kılıyor. Herhangi bir zamanda, konum farketmeksizin her yerde siber zorbalığa maruz kalabilir ya da siber zorbalık yapabiliriz. Çoğu durumda siber zorba, durumdan habersiz olabilmekte ve hatta şaka olarak zorbalık yapabilmektedir. Siber zorbalıktaki bu düşük farkındalık, küçük yaşlardan itibaren yansımalarını daha tehlikeli bir şekilde hissettirirken; zorbaların da yaptıklarının normalleştirilmesine sebep olabilir.

Araştırmalara göre en az bir siber zorbalığa maruz kalanların oranı %28 iken, en sık karşılaşılan siber zorbalık ise %19 oranla telefonla aranmak ya da mesaj almak. Siber zorbalıkta ikinci sırada maalesef cinsel taciz gelmekte. İzni olmadığı halde, rahatsız edici cinsel içerikli mesajlar aldığını söyleyenlerin oranı da %11. Araştırmalarda vurgulanan önemli nokta da; siber zorbalığa maruz kalanların bunu paylaşmaktan çekiniyor olması ve teknik gereği çocukları kapsamaması sebebiyle rakamların aslında belirtildiğinden çok daha fazla olduğu.

Platformlarda siber zorbalık şampiyonu: Instagram

Verilere göre, Instagram siber zorbalığın en çok yaşandığı platform oluyor. Instagram’ı siber zorbalıkta sırayla Facebook ve Snapchat takip ediyor. Bu durum ile ilgili Instagram geçtiğimiz günlerde yeni bir güncelleme getireceğini duyurdu. Birkaç hafta içerisinde, dünyanın farklı yerlerinde kullanıma açılacak olan yeni güncelleme ile birlikte Instagram, platformdaki siber zorbalığı en aza indirmeyi amaçlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top