Üniversiteden mezun olup iş hayatına atılmaya başlayan Z kuşağının domine edeceği pek çok ihtimale açık bir dünyaya hazır mısınız?
Ipsos Araştırma Şirketi’nin Z kuşağının sağlık, eğitim, gelecek, işsizlik, eşitsizlik, kaygı, güven, aile ile ilgili konulara yönelik ifade, tutum ve davranışlarını incelediği araştırması geçtiğimiz günlerde yayınlandı.
Araştırma sonucuna göre; iş gücü olarak önceki nesillere kıyasla daha eğitimli olan bu gençler, kendi kararlarını kendileri veren dominant karakter tasarımına sahip bireyler. Bu sebeple de girişimcilik yönleri ağır basıyor ve %60’ı kendi işlerini kurmak istiyor. Uluslararası bir şirkette çalışmayı düşünen gençlerin oranı ise %36.
Yaşamın her alanında aktif olmaya çalışan bu gençlerin önem verdikleri konuların başında %17’lik oranla eğitim, %14 ile işsizlik ve %12 oranla kadın-erkek eşitliği gelmekte.
Pandemi etkisiyle sağlık konusuna özellikle önem veren Z kuşağı için aile ve adalet de öne çıkan diğer değerler.
Önceki kuşaklardan farklı olarak Z kuşağı gençlerinin %48’i aileleri ile ilişkilerinin iyi olduğunu belirtiyor ve %70’i aile yanında kendini güvende hissettiğini söylüyor.
Geç olgunlaşan ve ebeveynlerine uzun süre bağımlı kalan bu gençler birbirleriyle buluşmak yerine telefon üzerinden mesajlaşmayı, çevrimiçi ve çevrimdışı oyun oynamayı, online alışveriş yapmayı, kendi ilgilendikleri konularla ilgilenen sayfaları takip etmeyi tercih ediyorlar. Siyaset söz konusu olduğunda tarafsız ve ilgisiz olan bu kuşak cinsiyet, ırk, cinsel yönelim gibi sebeplerden kaynaklanan eşitsizliklere karşı oldukça duyarlı ve tepkili.
Bir adaptasyon süreci yaşamadan doğrudan dijital dünyaya doğmuş olan bu kuşağın henüz marka tercihleri netleşmedi ve genel olarak bir marka sadakati de bulunmuyor. Yani bir markanın ürünlerini bugün satın alabilir ama yarın bu ürünü satın almayı düşünmeyebilir.
%61’i geleceği konusunda endişeli olan gençler günde 3 saat 19 dakikayı sosyal medyada geçiriyor. Telefonu elinde olmadığında hayat Z kuşağı için bitiyor.
Bu sebeple Z kuşağının dijital platformlarda fazla vakit geçirdiklerini, dijital platformlarda neler yaptığını analiz edip ona göre Z kuşağının ilgisini çekecek içerikler üretilmesi gerekiyor. Markaların sosyal medya varlıklarını Z kuşağı süzgecinden geçirmesi de burada önem kazanıyor.
Bu gençler elinde olanı çabuk tüketen kuşak olarak tanımlanıyor fakat dijital platformlarda içerik tükettiği oranda içerik de üreten bir kuşakla karşı karşıyayız.
“Z Kuşağı nereye giderse ülke de oraya gidecek” diyen Jean M. Twenge’in söylemini bir tık arttırıyoruz ve Z kuşağı nereye giderse dünya da oraya gidecek şeklinde yorumluyoruz.