Ülke gündemimizde bir süredir milyon dolarların döndüğü “fonlar” ve “influencer ilişkileri” konuşulurken bu hafta size başka bir “dolandırıcılık” hikayesi getirdik. Burada “kandırılan” kişiler milyon dolarlara sahip değil. Ama başka bir şeyleri var. Kırık kalpleri ve ayda 100 dolara alacakları bir “dijital eğitim kiti”… Gelin “dijital ürün dolandırıcılıklarını” ve “Twin Flames” skandalını birlikte inceleyelim.
“Twin Flames”: “İkiz Alev” ya da “ikiz ayna” olarak adlandırılan tanımlama “ruhlarınızın birleştiği güçlü bir ilişkiyi” anlatıyor. İnternette girdiğinizde, kadın dergilerinden onedio gibi içerik üreticilerine kadar bu konuda son derece “açıklayıcı” içerikler bulabiliyorsunuz.
“Belirli bir bilinç seviyesine geldiğinizde veya yaşamlarınızın birisinde daha yüksek bir frekansa ulaştığınız zaman, ruhunuz fiziksel bir beden olarak gelme amacıyla ikiye ayrılır. Bu da demek oluyor ki, dünyada sizden bir tane daha var. İkinizde aynı enerjiyi paylaşıyorsunuz. Bu diğer yarıya, İkiz Alevi deniyor, İngilizce ismi ile Twin Flame.”
Onedio’dan alınan bu çoşku dolu açıklama çok hoş değil mi? İşte dolandırıcılığın birinci adımı böyle gerçekleşiyor: “konsept-kavram”
“Twin Flame” kavramını ilk kez kimin kullandığı tartışmalı olsa da internette ilk defa 1999 yılında başka bir yerel “tarikat” lideri tarafından “elizabeth clare prophet” tarafından, hristiyan öğelerle dolu yeni bir dogmatik inanç kapsamında dile getirildiğini görebiliyoruz. Aynı dönemde “ruh ikizi” kavramı daha popüler, ama “ikiz alev” de yavaşça duyulmaya başlıyor. Yıllar içerisinde bu konsept kavram “genel doğrular” kategorisine geçmeye başlıyor ve Megan Fox gibi ünlülerin problematik ilişkilerinin doğruluğunu kanıtlamak için kullandığı bir kavram olarak karşımıza çıkıncaya kadar popüler kültür içinde dolaşıp duruyor.
Bu “konsept kavram”ı bir “cult- tarikat” dahiline alıp dolandırıcılık öyküsüne çeviren ise Jeff ve Shaleia isimli iki “uyanık”.
Jeff ve Shaleia, belli ki bir “ikiz alev” ancak konsept kavramın anlattığı bir biçimde değil, insanları nasıl kandırır, manipüle eder ve kendi kontrolümüz altında sömürürüz konusunda. Her ikisinin de hayata bakışı, bunu “dijital iletişim” ile nasıl yapacağının dersini verir nitelikte.
Çeşitli para kazanma çalışmalarından sonra Jeff ve Shaleia, bu konsept kavramı kendi hayatlarında yaşadıklarına ve dolayısıyla bu kavramı herkese öğretebileceklerini “düşünüyorlar” ve “iddia ediyorlar”. Dolandırıcılığın ikinci adımı ise böyle gerçekleşiyor. “konsept kavramın sahiplenilmesi ve eğitimcisi olunması”
Duyulmaya başlayan konsept -kavram arama motorlarında “search” edildikçe, bu alandaki içerikleri öne çıkartan algoritma en büyük destekçileri oluyor. Youtube yayınları ve Facebook kapalı grupları ile çevrelerinde bir “topluluk” oluşturmaya başlıyorlar.
Böylece dolandırıcılığın 3. aşaması başlamış oluyor. Bu topluluğa bir “şey” satmak.
Ne mi satıyorlar? Önce bir kitap, sonra da ayda 100 dolardan başlayan fiyatlarla dijital eğitim kitleri.
Burada bir parantez açıp, “dijital ürün dolandırıcılığı”na bakmamız gerekiyor. Bu dolandırıcılık türü, ürünün fiziksel olduğu dolandırıcılık türlerinden daha farklı. Öncelikli olarak, eğitimler ve danışmanlıklar alanında görmemiz de şaşırtıcı değil. Öte yandan hala fiziksel ürün ile dijital ürün arasındaki hukuksal ayrım gerçekleşmemesi ve bu alandaki boşluklar bu dolandırıcılık türünü kolaylaştırıyor. Öte yandan bu dolandırıcılık türünde çok kişiden küçük miktarlarda para alındığı için kişilerin sizi mahkemeye vermesi ve bununla uğraşması için vakit ayırmaması da yakalanmamanızı sağlıyor.
Buraya kadar “klasik dijtal ürün dolandırıcılığı” diye adlandırabileceğimiz bir çalışma gerçekleştiren Jeff and Shaleia kazandıkların paranın ve elde ettikleri gücün büyüsüne kapılmaya başlıyor ve bu dolandırıcılık türü başka bir şeye dönüşüyor: “Tarikat dolandırıcılığı”
Tarikat dolandırıcılığı dünyanın her yerinde uygulanan başka bir tür dolandırıcılık. Aşkı, Allah’ı, parayı ya da mutluluğu bulmak için yüzyıllardır insanlar inanç sistemine göre bu tarz “kült liderlere” kendilerini teslim etmeyi seçebiliyorlar. Jeff ve Shaleia için ise dijital ürün dolandırıcılığından tarikat dolandırıcılığına geçişleri belli ki insanlar üzerindeki kontrollerinin artması ile doğru orantılı.
Öyle ki, kendi uydurdukları “divine feminity – divine masculenitiy” gibi kavramlarla insanları istemedikleri son derece belli olan cinsiyet kimliklerine zorluyorlar. Daha açıkça şöyle ifade edeyim: “Sen kendini kadın gibi hissediyor olabilirsin, ama ben biliyorum sen erkeksin, o zaman saçını kesip masculen tavırlar sergilemelisin diye insanları duygusal olarak manipüle etmeye çalışıyorlar” . Tüm tarikatlarda olduğu gibi kimileri buna inanıyor, kimileri olaydaki yanlışlıkları anlıyor.
Jeff ve Shaleia’nın öyküsünde görebilenler için nice dersler olduğu net. Bu nedenle sizi Netflix ve Amazon Prime da ayrı ayrı yayınlanan belgesellerini izlemeye davet ediyoruz.