Pazarlama iletişimi kültürüne sahip markaları bir yana alırsak, hala birçok kişi tarafından sosyal medya yönetimi; hikmeti tam anlaşılmayan ama “yapmamız da lazım” denilen bir konu olarak görülüyor.
Bu durumu “dostlar alışverişte görsün” tarzı sosyal medya yönetimi olarak adlandırabiliriz. Peki tarzda karşılaşılan ifadeler neler, gelin bir bakalım.
1-“Neden Sosyal Medya Yapıyoruz, Bilmiyoruz?”
Bu tarz yönetimde aslında bu soru ana sorudur ve cevabı bir türlü bulunamamıştır. Sorunun cevabının verilemediği durumlarda; sosyal medya dijital iletişimin & pazarlamanın bir parçası olarak görülmez, stratejik olarak diğer pazarlama iletişimi araçlarıyla da bütünleşmez ve bütünleşmediği için de hedefler belirlenip kazanç ya da kayıp hesaplanmaz.
Sonuç olarak hedef ve amaç belirlenmediği sürece; sosyal medyada emek- zaman ve maddi olarak verilenin karşılığı nedir hiçbir zaman tam anlaşılmaz.
2- “Grafiker Arkadaşımız Hallediyor”
Bu ifadenin en belirgin sebebi pazarlama iletişimi yatırımına hakkını tam vermemekle ilgilidir. Birçok yerde pazarlama iletişimi ya da sosyal medya yönetimi uzmanlığına sahip olmayan birine şirket içinde iş delege edilir, onun yan işlerinden biri olur.
3- “Arada İçerik Giriyoruz”
Sosyal medya yönetiminin içerik girişi olduğunu sanmak bu tarzın en belirgin yanılgılarından biridir, içerik yönetimi; feed akışının doğru planlanması yüzeyde görülen çalışmalardan biridir.
Ancak asıl başarıyı hedef kitlenizi doğru segmente etmek, doğru reklam modelleriyle kampanya oluşturabilmek ve bu kampanyaların sonucunda hedef kitlelerinizle kurduğunuz bağ belirler.
Yani sosyal medya yönetimi aslında daha çok sosyolojik bir iştir, içerik girmek ise buz dağının minik bir kısmı.
4- “Yönetim Buna Karşı”
Şirketlerde daha çok birinci ve ikinci nesiller arasındaki bu tartışmanın merkezinde “sosyal medya” olur. İkinci kuşağa elindekileri yönetebileceği kadar imkan sunulmaz, örneğin genç yönetim kadrosu bir ajansla çalışamaz ya da ona bütçe ayıramaz. Yine de yeniliklere karşı ihtiyatlı bir üst kuşağa buradan gelecek kazancı aktarmak ister. Sosyal medya kuşak çatışmalarının arasında kaybolur; yeterince planlama, emek, zaman, reklam yatırımı ayrılmadığı için; ne gençler istedikleri etkiyi yaratabilir, ne de birinci kuşak bu işten mutlu olur.
Sosyal medya yönetimini bu anlayışla yöneten markalar sadece zaman kaybederler. Bu markanın boşuna yorulması ve dijitalde mükemmel iletişim fırsatları varken gücün kısıtlaması demektir. Sosyal medya yönetimi pazarlama iletişimi planının bir parçası olarak görülmeli ve her zaman yeterli destek verilerek (emek – zaman ve yatırım olarak) profesyonel bir biçimde yönetilmelidir.