Herkes influencer olmak istiyor, herkes influencerlarla çalışmak istiyor. Peki influencer marketing’in etkilerini doğru okuyabiliyor muyuz? Sadece “ürün/hizmet” tanıtımak yeterli mi? Yoksa markanın ruhunu, hikayesini ve değerlerini yansıtan bir köprü mü kurmak gerek? Influencer marketing, geleneksel reklamcılığın o soğuk, mesafeli duruşunu bir kenara bırakıp, sıcak ve samimi bir sohbete davet etti, haklısınız. Ancak, bu sohbetin de kendine özgü kuralları ve riskleri var. Gelin, 2024-2025 yıllarında influencer marketing dünyasına yakından bir göz atalım ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuşalım.
Geçtiğimiz yılda neler değişti?
Global çapta influencer marketing, devasa bir büyüme gösteriyor. 2024 yılı itibarıyla dünya genelinde influencer marketing pazarının 24 milyar doları aşması bekleniyor. Bu rakam, pazarın ne kadar dinamik ve güçlü olduğunu açıkça gösteriyor. Tüketiciler, artık markaların kendi anlattığı hikayelerden çok, güvendikleri kişilerin tavsiyelerine kulak veriyor. Bu durum, özellikle Z kuşağı ve Y kuşağı arasında daha da belirginleşiyor.
Türkiye’ye baktığımızda ise tablo çok da farklı değil. Dijitalleşme ve sosyal medya kullanım oranlarının yüksekliği sayesinde, Türkiye influencer marketing için oldukça verimli bir zemin sunuyor. Türkiye’deki markalar, bu gücün farkında ve bütçelerinin önemli bir kısmını bu alana ayırıyor. Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki tüketicilerin %60’ından fazlasının influencer tavsiyelerini satın alma kararlarında etkili bulduğunu gösteriyor.
Makro, Mikro, Nano?! Kime konuşuyoruz?
Eskiden sadece milyonlarca takipçisi olan “mega” influencer’lar revaçtaydı. Ancak günümüzde mikro influencer’lar (10.000 – 100.000 takipçi) ve nano influencer’lar (1.000 – 10.000 takipçi) da büyük önem kazandı. Bu influencer’lar, daha niş bir kitleye hitap ediyor ve takipçileriyle daha organik ve samimi bir bağ kuruyor. Bu da, markalar için daha yüksek etkileşim oranları ve dönüşüm anlamına geliyor. Özelikle niş pazarları hedefleyen markalar nano influencelera bi’ göz atın deriz!
Ayın karanlık yüzü: Sold out değil trend out!
Her güzel şeyin bir de karanlık yüzü olduğu gibi, influencer marketing de etik dışı ve hatalı kullanımlara açık bir alan. İşte globalde sıkça karşılaştığımız ve “asla yapmamanız gerekenler” listesinin başında yer alan bazı örnekleri sizin için derledim. Influencer magazin her ne kadar çok sevsem de odağımız drama değil pazarlama. Çok bilinen ve çok konuşulan hatalardan ders çıkaralım:
- Fyre Festival Fiyaskosu (ABD): Belki de influencer marketing tarihinin en büyük fiyaskolarından biri. Sosyal medyada büyük bir influencer ordusuyla tanıtılan lüks müzik festivali, vaat edilenin tam tersi, hayal kırıklığı ve kaosla sonuçlandı. Markalar, bu olaydan şişirilmiş vaatlerin ve yeterli planlama olmadan yapılan kampanyaların ne kadar tehlikeli olabileceğini öğrendi. Netflix’te belgesi bile var. Gündelik stresi başka bir yere yönlendirmek isteyen yurdum insanlarına tavsiye olunur.
- Ne Yapmamalısınız: Markanızın yapamayacağı şeyleri vaat etmeyin. Birlikte çalıştığınız influencer’ların da aynı dürüstlükte hareket ettiğinden emin olun. Abartılı tanıtımlardan kaçının. Gerçek deneyimin kutlu yolundan şaşmayın!
- Piers Morgan ve Goya Foods Tartışması (İngiltere): Ünlü gazeteci Piers Morgan’ın Goya ürünlerini tanıttığı bir paylaşım, takipçileri tarafından reklam ve kişisel görüşün birbirine karıştığı bir örnek olarak eleştirildi. Tüketiciler, reklamın net bir şekilde belirtilmediği durumlarda kendilerini kandırılmış hissedebilir.
- Ne Yapmamalısınız: Her zaman şeffaf olun. Reklam içeriğini açıkça belirtin. Paylaşımın bir iş birliği olduğunu “#reklam”, “#işbirliği” gibi etiketlerle takipçilerinize gösterin. Bu, hem yasal bir zorunluluktur hem de markanızın güvenilirliğini artırır.
- Sahte Takipçi Skandalı (Çin): Bazı influencer’ların bot hesaplar ve sahte takipçiler satın alarak takipçi sayılarını manipüle ettiği ortaya çıktı. Bu durum, markaların yatırımlarının karşılığını alamamasına ve hedef kitlelerine ulaşamamasına neden oldu.
- Ne Yapmamalısınız: Sadece takipçi sayısına değil, etkileşim oranlarına, yorum kalitesine ve hedef kitle analizine odaklanın. Takipçilerin gerçek mi yoksa bot mu olduğunu anlamak için analitik araçlardan faydalanın. Yüksek takipçi sayısı her zaman yüksek dönüşüm anlamına gelmez.
Küçük bir not: Influencer marketing’in kalbinin Asya pazarında attığını söylersek yanılmış olmayız. Etki alanları ve sıcak satış bağları ile Asya’da işler çok daha hızlı. Yakından tanıyanlar bilir ki bu kızçenizin rafine zevkleri Asya Marka iletişiminin dehlizlerinde gezinmektir. Belki bi’ gün özel bir yazı gelir. İstek varsa yorumlara yazın
Türkiye’de Influencer Marketing: Trendleri, Stratejiler, Gitgide Büyüyen Paketler
Türkiye’de influencer marketing, kendi dinamikleriyle şekilleniyor. İşte 2024-2025 döneminde öne çıkan bazı trendler ve markaların bu trendleri nasıl takip etmesi gerektiği:
- Video İçeriğin Yükselişi: TikTok, Instagram Reels ve YouTube Shorts’un popülaritesiyle video içerikler, influencer kampanyalarının vazgeçilmezi haline geldi. Markalar, ürünlerini eğlenceli ve yaratıcı video formatlarında tanıtan influencer’larla iş birliği yaparak daha geniş kitlelere ulaşabiliyor.
- Otantiklik ve Gerçeklik: Tüketiciler, artık mükemmel filtreli ve kusursuz görünümlü paylaşımlardan sıkıldı. Gerçek hayatı yansıtan, dürüst ve samimi içerikler daha fazla ilgi görüyor. Markalar, influencer’lardan ürünleri kendi günlük hayatlarına entegre etmelerini isteyerek daha organik ve güvenilir kampanyalar oluşturabilir.
- Topluluk Odaklılık: Influencer’lar, sadece birer tanıtım aracı değil, aynı zamanda kendi topluluklarının lideridir. Markalar, bu toplulukların dinamiklerini anlayarak ve onlara değer katarak kampanyalar planlamalıdır. Örneğin, influencer’ın takipçileri için özel indirim kodları veya bir etkinliğe davet gibi topluluk odaklı stratejiler markanın sadık bir kitle kazanmasına yardımcı olur.
- Uzun Vadeli İş Birlikleri: Tek seferlik kampanyalar yerine, uzun vadeli marka elçiliği anlaşmaları daha etkili oluyor. Bu sayede influencer, markayla organik bir bağ kuruyor ve bu bağ, takipçilere de geçiyor.
- Doğru Strateji ile Oluşturulmuş Yaratıcı İçerikler: Gitgide büyüyen PR paketlerini incelemek dışında influencerlardan beklentiler markanın ruhunu yansıtan yaratıcı deneyim aktarımları oluyor. Dimes’in geçtiğimiz yaz Belkıs TV ile yürüttüğü işi hatırlarsınız.
Influencer marketing dünyası sürekli evriliyor. Bu dinamik alanda başarılı olmak için, sadece trendleri takip etmekle kalmayıp, kendi marka stratejinizle en uyumlu olanları belirlemek ve bu alanda dürüst, şeffaf ve yaratıcı olmaya devam etmek gerekiyor.
