Great Hack: Dijital Reklamcılar İçin Düşünecek Bir Konu!

Kardeşim Gürsel Sayat‘ın internet güvenliği ile ilgili çok sevdiğim bir sözü var: “İnternette güvenlik diye bir şey yoktur.” Şimdi artık bu “güvenliksizlik” boyut değiştirdi ve küresel bir savaşın alanı olmuş durumda. Bu haftaki yazımızda sizi Amerika’da patlayan Cambridge Analytica skandalından, Türkiye’deki dijital reklamlara doğru tatlı bir yolculuğa çıkıyoruz.

Netflix’te yayınlanmaya başlayan “Great Hack” belgeselini izlediniz mi? İzlemediyseniz, günlük sıkıntılardan şöyle bir kafanızı çıkartıp, “Dünya nereye geldi!” demek için bir akşamınızı ayırmanızı tavsiye ediyoruz. Great Hack, Türkiye’de çok az konuşulan, ama etkisi çok geniş ve büyük bir skandalı ele alıyor. Hatta Cambridge Analytica skandalı üzerinden “teknoloji, data güvenliği, demokrasi” ekseninde önemli bir tartışmayı açıyor. Donald Trump’ın seçilmesini sağlaması ile gündeme de gelen Cambridge Analytica skandalının temelinde; kişisel dataların yasa dışı bir biçimde alınarak psikolojik ve sosyolojik profilleme yöntemleri ile toplumsal manipülasyon gerçekleştirme var. Böyle söyleyince sizin başınıza gelmeyecekmiş gibi geliyor değil mi?  Ama şaka olmadığını söyleyelim, Cambridge Analytica’nın dünyada kaç seçime müdahale ettiği bilinmiyor ve belgeseli izlediğinizde şaşıracağınız çok ilginç hikayeler var.

Cambrigde Analytica skandalı ile birlikte, tüm Avrupa’da data güvenliği, daha açık belirtirsek kişisel verilen korunmasının dijital boyutu önemli bir tartışma haline geliyor. Neden mi? Çünkü, her gün daha fazla çevre tarafından Kişisel Verilerin Gizliliği Hakkı bir insan hakkı olduğunun altı çiziliyor. Yeni olan ise dijital olarak elde edilen kişisel verilerin gizliliğinin bu boyutun içine katılması. Kısaca Türkiye’deki duruma da değinelim: Kişisel verilerin korunmasına dair yasa bilindiği gibi 26. yasama yılında, 2016 da kabul edildi. Kişisel veri ilgili yasada şöyle tanımlanıyor. “Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Bu bağlamda sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgiler de kişisel veridir.” Herkesin her şeyi paylaştığı internet dünyası için ne kadar zor bir tanım değil mi?
Kisisel Veri Sıra geldi, hem reklam dünyasının hem de dijital reklamcıların bütün bu büyük “özgürlük – güvenlik” hikayesinde durduğu yere. Bununla ilgili geçmiş tarihimizden akıllara gelecek iki hikaye ile yazımızı renklendirelim. Biri tabii ki, çok tartışılan bir arama motorunun genel virüs saldırısı. Bir süre içimizden bazıları zararlı yazılımlar ile zorla bir arama motorunun takipçisi olmadık mı? Bir diğeri ise benim en sevdiklerimden. Şirketi ilk kurduğumuz zamanlar çok fazla sosyal ağ uygulaması yapıyorduk. Facebook güvenlik izinleri o kadar genişti ki,  arkadaşının arkadaşının bilgisini alarak o arkadaşına erişim sağlıyorduk. Bu güvenlik izinleri tüm bu skandal süreciyle birlikte kaldırıldı. Uygulama içi yazılımlar ve  bir zamanların en popüler data toplama aracı uygulamalar hızlıca yok oldu. Hey gidi günler!

Peki bizler kişisel verilerin korunmasını bir insan hakkı olarak ne kadar koruyoruz. Bu da dijital reklamcıların düşünmesi gereken konu olarak bir süredir bekliyor.

 

One comment

  1. Pingback: Yoksa sorun teknoloji değil sosyoloji (mi)! – Bi Fark Yarat | Blog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top